Anal kanal içerisinde oluşan ve dıştaki cilt tabakasına uzanan anüs içi mukozayı ilgilendiren yırtılmalardır. Çoğunlukla zorlu ıkınmalar sırasında ve mukokutanöz bileşkeden, dentat line'a kadar olan alanda meydana gelirler.
Fissür oluştuktan sonra meydana gelen ağrı nedeni ile makat çevresindeki kasların refleks olarak kasılmasıyla birlikte dışkılama daha da zor hale gelir ve bu durum fissürün iyileşmesini engeller. Ağrı korkusuyla dışkılama ötelendikçe dışkı daha da sertleşir ve fissür iyice derinleşir.
Çevredeki derinin kalınlaşması sonucunda anal kanal çevresinde memeler ortaya çıkabilir. Anal fissür, her yaşta görülebilmekle birlikte sıklıkla genç ve orta yaş erişkinlerde daha çok rastlanır. Kadın ve erkeklerde eşit sıklıkta görülür, cinsiyet ayrımı yoktur.
Anal fissürler akut ve kronik olmak üzere iki şekilde tanımlanır. Akut ve kronik fissürler arasında ortaya çıkan bulgular açısından bir fark yoktur. 15-20 güne yakın bir süre içerisinde iyileşme gözlenmeyen, yara kenarları fibrotik hale gelmiş ve tabanı ülserleşmiş fissürler kronik fissürler olarak kabul edilir.
Anal fissürlerin anal kanaldaki yerleşim yeri erkeklerin %99'unda, saat 12 hizasında(kuyruk sokumuna doğru), erkeklerin %1'inde saat 6 hizasındadır(öne doğru).
Kadınların ise %90'ında saat 12 hizasında,%10'unda saat 6 hizasındadır. Anal fissürler nadiren yan duvarlarda yerleşim gösterir. Atipik yerleşimli fissürlerde crohn gibi bağırsağın inflamatuar hastalıkları, tüberküloz, sifiliz, AİDS, anal abse ve anal kanserler gibi hastalıklar ayırıcı tanıda akılda tutulmalıdır.
Anal fissür tedavisinde öncelikle hastanın beslenme ve tuvalet alışkanlıkları düzenlenmeli, ardından gaita yumuşatıcı ilaçlar, lokal anestezik kremler ya da kas gevşemesi için kullanılan ılık oturma banyoları, lokal etkili kremler ile fissür tedavi edilmeye çalışılmalıdır.
Bu tedavilerden fayda görmeyen hastalarda Botox uygulaması ya da ameliyat ile kas gevşemesi sağlanmalıdır.